Ads 468x60px

11 Nisan 2011 Pazartesi

GELİN GİBİ AĞAÇLAR, DÜĞÜN GİBİ BİR HAFTASONU


 Bu haftasonu gene köyümüze gittik. Çoluk çocuk köy havasının tadını çıkardık. Köyde erik ağaçları gelin gibiydi.


Evde yetiştirdiğim kestaneleri köye götürüp bahçede bir köşeye dikdim. Bakalım meyvelerini yemek nasip olacak mı?

Resmin altında  görünen fideler ise Altın çilek fideleri nasip olursa onlarıda uygun bir havada bahçeye dikeceğim. Altın çileğin faydaları malum. Ben denedim hakikaten metabolizmayı hızlandırıyor. Tavsiye ederim.


 Köyde vişnelik olarak kullanılan küçük bahçeye soğan ve sarımsak ekimi yapmıştık. (ekim yapmakta geç kaldık özelliklede sarımsakların ekiminde. Bu vakitte ekilen sarımsaklar tek kelle olurmuş. Ya nasip bakalım)Bu resim ekimin yapıldığı geçen haftadan. Bu haftada epey çalıştık bahçenin kenarlarını açmak için.


Köye gittiğimizde Dayıma uğramak ve besiliğini gezmek, o güzel yaratıları izlemek sevmek ayrı bi huzur veriyor insana.



Meşhur olmayı arzu eden bir 'dana' objektiflere poz veriyor...


Bu yoncalar işyerimizin bahçesinden. Arılar yoncadan iyi nektar toplarlar.


Mesai arkadaşım ve arıcılık konusunda çok yardımları dokunan, arıları satın aldığım kadeşim Hasan... Hasan ve babası Mevlüt amcanın bende çok hakları vardır Allah razı olsun...


Aslında bahsedilecek. O kadar çok şey var ki... Zaman yetmez. O yüzden kısa cümleler ve bol resimle bu yazıyı yazdım. Nasip olursa bundan sonra yazılarımda bolca video ve resim kullanmayı düşünüyorum.

Vişnelikten eve yemek almaya giderken bir erik ağacı gördüm gelin gibiydi... Aman daha da güzeli ve ilginci ağacın üzeri oğul gibi arı doluydu. Sanki düğün vardı...  Bugüne kadar çiçek açmış bir ağaçta bu kadar çok arıyı bir arada  görmemiştim. Telefonla video çektim ama net olmadı. Çok harika bi manzaraydı. Bir çok arıcı arkadaşın zevkle seyretmek istediği ve seyrettiği bir hadiseydi...

Bizim buralarda da havalar serin. Bazen güneş çıkıyor bazen hava kapanıyor soğuyor.

Bu arada sabırsızlıkla Antalyadan arılarımızın gelmesini bekliyoruz. Ve hergün neler yapacağımıza dair palanlar kuruyoruz.

Rabbim emeklerimizi zayi etmesin. Tüm arı sevdalılarına bereketli, hayırlı bir sezon nasip eylesin...

Selam ve Dua ile...

6 Nisan 2011 Çarşamba

TURUNCU KOVANLARLA YENİ SEZONA HAZIRLIK.


Sönen arılarıma ait kovanları temizledim ve turuncuya boyadım. İçlerini fürmüzle bi güzel yaktım. Şuanda dayıoğlunun satın aldığı arıların Antalyadan gelmesini beklemekteyiz.

Arılarımın söndüğünü duyan birçok arıcı arkadaş damızlık koloni vermeyi, baharda bölme yapmayı, kimiside oğul yakalarsa vermeyi vadettiler hepsinden Allah razı olsun, ama ben kabul etmedim. Çünki 4 kolonimin sönmesininde benim hiç bir etkim ya da müdahalem olmadı. Üç tanesi, gönderdiğim Marmariste söndü. Bir tanesi işyerimdeydi hırsızlar tarafından talan edildi. Sönen diğer kolonim benim gözetimimdeydi. Ona da müdehale edecektim ancak iki günlük bir soğuk ve kar yağışı oldu. Malesef mevcudu az olduğu için soğuk sebep oldu onuda kaybettim. Ve "bu kayıplarda bir hayır var Rabbim bu yıl bu işi yapmamı istemiyor heralde" deyip teklifleri geri çevirmiştim. Taki dayıoğlu; "iki kovan arı aldım bunlara sen bakacaksın." demesine kadar. Nasipte gene arılarla haşırneşir olmak varmış...

(Bu arada geçmiş olsun dileklerinde bulunan üzüntümü paylaşıp bunu dile getiren ya da getiremeyen tüm dostlarıma sonsuz şükranlarımı sunuyorum. )

Bu kayıplarda en büyük sebebin kek olduğu kanatindeyim. Şöyleki keki yiyen arı susuyor, su içmek için dışarı çıkıyor ani hava değişimlerinin etkisiylede malesef arı felç oluyor, gitti yerde kalıyor. Uzmanların ortak görüşü şu; 'arı soğuktan değil açlıktan ölür.'
Bu noktada, arının tüketip ısıya çevireceği en uygun gıda baldır. Eğer arıya kışın yetecek kadar bal stoklattırabilirsek arı o bal ile kendi ihtiyacını görecek, keke falan gerek kalmıyacaktır. Ben kekin bu olumsuz yönünü biliyordum ama, o kadar şurp vermeme rağmen, arının bal stoğunuda iyi tutmama rağmen, gaza gelip kekte verdim. Zaten Marmaristekilerede orada bakan arkadaşlar vermişlerdi.

Sonuç olarak ölümlerde en büyük faktör kek ve ani değişen hava şartlarıdır  diye düşünüyorum. Bundan sonra bu gibi durumlar için tedbirimi alacağım.


Turuncu renk çok hoşuma gitti. Nasip olursa yeni yaptıracaklarımı da farklı bir renge boyamak istiyorum. Arı kovanlarımın renklerini gökkuşağının renklerinden, canlı tonlardan seçmek istiyorum. Renklerin insanlar üzerinde olumlu-olumsuz etkileri biliniyor. Belki bu güzel canlı renkler arılar üzerinde de olumlu etkiler yapar, iyi bal yapıp oğula meyletmezler :)))


Arıkovanları illaki beyaz ya da mavi mi olmak zorunda? Bizim buralarda genelde bu iki renk hakim. Arkadaşlar bundan önceki sarı rengi görünce yadırgamışlardı şimdi bun turuncuyu görünce ne diyecekler kimbilir...


Burası dayımın elmalığı. Nasip olursa gelen arıları buraya koymayı düşünüyoruz. Bu arkadaki evler de köyümüzün evleleri. Köyümüz sırtını dağa yaslamış ayaklarınıda ovaya uzatmış bir köy...

Uygun bir yeden bakıldığında Akşehir gölünüde görmem mümkün...

Akşehir kirazını da mehşur yapıp, İngiliz kraliyet sarayına girmesine sebep olan da bu güzel göl. Sıfıra sıfır kuruyan ama şu sıralar yeniden su tutmaya başlayan gölümüz eski günlerine geri döner İnşallah...



Sesiyle ortalığı inleten bir bombus arısı ballıbabalar da öyle iştahlı geziniyordu ki, hemen kaydettim. Sizlerlede payşalmak istedim.


***

RABBİM CÜMLEMİZ HAKKINDA HAYIRLISINI VERSİN. EMEKLERİMİZİ ZAYİ ETMESİN.

SELAM VE DUA İLE...

4 Nisan 2011 Pazartesi

ARICILIK, DÜRÜSTLÜK, HAYAT, HER ŞEYE DAİR...


Arıcılık bir sevda...
Bunu en iyi, bu sevdayı çekenler bilir...

Sen bırakmak istersin. Kolonilerin söner. Boş kovanlara bakar, peteklere kafasını sokmuş ve ölmüş arıların acısını hisseder; ve bu iş bitti dersin... Ama bir oğul gelir konar bahçendeki ağaca.... Ya da bir arkadaşın bir kovan arı verir... Bir arıcı akkadaşın bölme yapar... Ya da bir yakının gelir iki kovan satın alır al bunlara bak der...



Bu yıl arıcılığa ara verecektim. Çünkü beş kovan arımın beşide sönmüştü... Ama gene arılarla uğraşmak nasibimizde varmış.


 
Arılarımın söndüğünden habersiz olan, Dayımın oğlu iki kovan arı almış. "Al bunları oğlun gibi ever kızın gibi gelin et. Ne yaparsan yap ortak olsun dedi." Ya ben bu sene bıraktım bu iş desemde, ben sana güvendim ben analamam bu işten, bakacaksın dedi. Ve Rabbim bize başka bir yeden arı nasip etti.

Kalbin temiz olacak ve 'herşeyde bir hayır  vardır' diyeceksin.
ALLAH VAR HÜZÜN YOK...

Hayat böyledir işte...

"Hayat yediğimiz kazıkların bileşkesi..."

Bir insan beni Rabbimin izniyle bir kere aldatır. Allahın izniyle ikinci kez aldatamaz... Argo tabirle kazıklayamaz. Ama her insann gibi bende kazıklanmaktayım. Ve tabi kazıklanacağızda. İnsanlara güvenmek herkesi kendin gibi bilmek gibi bir zafiyetimiz var...

Hepinizin başına gelmiştir. Dostlarınızla yer içer yüzlerce lira harcarsınız ama o harcadığınız o para sizi koymaz üzülmez aramazsınız. Çünki, dostlarla maddi ve manevi birşeyler paylaşmanın hazzını duyar dostlara ikramda bulunmanın verdiği sevabın hafifletici esintisini yaşarsınız. Ancak öyle insanlar vardır ki sizden yoldukları bir lirayı kar beller sizi enayi yerine koyarak bir bardak çay içtiğini kar beller. Açıkcası enayi yerine konmak insana kor... Birlikte yiyip içelim 100 liram gittsin üzülmem... Ama beni enayi yerine koyupta bir liramı alma o birliraya üzülürüm. Aslında üzüldüğüm nokta enayi yerine konulmamdır. Ve malesef böyle insanlar çevremiz de sürüsüyle... Bu tür insanların kaçırdığı bir nokta da var. Sizi enayi yerine koyarken sizi uyuttuğunu sizin bu dalavereyi fark etmediğinizi zannetmeleridir.

Ancak

ALDATAN, KENDİSİ ALDANIR...

Ey hayat, senden geldik gidiyoruz... Peki nereye gidiyoruz... Yalanla, hileyle, üçkağıtcılıkla, senden bir şey kazanacaksam kazanmayayım. Dürüstlük yeter bana, helal lokma yeter bana az ama öz dostlarım olsun, düşmanım varsa namert değil mert olsun. Dostun namertinden bile hayır gelmez...

Hepimiz bir gün o ilahi mahkemde yargılanacağız.

Ne mutlu anlı ak... Yüzü pak olanlara....

Ne mutlu kazık atan değilde... Kazık yiyen olanlara....

***

Eskiden yanlış olan yamuk olan parmakla gösterilirmiş... Şimdi dürüst olan iyi olan parmakla gösterilir olmuş...

Tüm değer verdiğim dostlarıma. İyilikten, dürüstlükten, doğruluktan ödün vermeyenlere gelsin, bu güzel türkü...





Türkmen kız - Dön gel bir tanem (çok güzel ses... xetux
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...